================
AYHAN ÇIKIN
KARDEŞİM İÇİN - II -
=================
AYHAN ÇIKIN
KARDEŞİM İÇİN - II -
=================
DOSTLARIM,
Can kardeşim Ayhancığımın (Çıkın) sonsuza yürüyüşünden bir yıl geçmiş.(28 Şubat 2017,Salı)
Unutmadım, unutmuyorum, unutmayacağım, unutturmayacağım.
1962 aralığının son haftasında Ege Üniversitemizin üç fakültesinin /Ziraat, Tıp, Fen) öğrencilerinin ortak baraka kantininde tanıştık.
''Ben seni zaten tanıyorum'' deyiverdi.Muğlanın Yatağan ilçesinin Cazgırlar köyündenmiş.Yaz tatillerinde çobanlık yapmış..Halk oylamasından önce 1961 Anayasasını anlatmak için köy köy Egede yayan 1400 Km.dolaşmamın notlarını ''Sabah Postası'' gazetesinde yayınlamıştım.1 Ay süürdü.Ayhan o yazılardan birini okumuş.Çok sevmiş.Sonraki yazılarımı sürekli okumuş.Önceki yazılarıma da Muğla Kütüphanesinde ulaşmış. Çok duygulandım.55 yıl kardeşliğimiz, dostluğumuz, dayanışmamız sevgiyle sürdü.1963 Aralığında Türkiye İşçi Parti'mize Onur kardeşimle (Şenli) birlikte üye oldular.İkisinin de üyelik belgesinde imzam var, onur duyuyorum.1964 Nisanında partimizin İl Gençlik kolunda Onur Başkanlık, Ayhan Sekreterlik görevini üstlendiler.Başarılı oldular.
Geçen yıl Ayhan'ın sonsuza yürüyüşünden sonra yazdığım ''Ayhan Çıkın Kardeşim - I -'' yazımı ekledim.
(ııı). yazıda Balıkçı Babayla anılarımdan birini, Ayhanla aynı konuda bir tasarımımızı paylaşacağım.
Unutmadım, unutmuyorum, unutmayacağım, unutturmayacağım.
1962 aralığının son haftasında Ege Üniversitemizin üç fakültesinin /Ziraat, Tıp, Fen) öğrencilerinin ortak baraka kantininde tanıştık.
''Ben seni zaten tanıyorum'' deyiverdi.Muğlanın Yatağan ilçesinin Cazgırlar köyündenmiş.Yaz tatillerinde çobanlık yapmış..Halk oylamasından önce 1961 Anayasasını anlatmak için köy köy Egede yayan 1400 Km.dolaşmamın notlarını ''Sabah Postası'' gazetesinde yayınlamıştım.1 Ay süürdü.Ayhan o yazılardan birini okumuş.Çok sevmiş.Sonraki yazılarımı sürekli okumuş.Önceki yazılarıma da Muğla Kütüphanesinde ulaşmış. Çok duygulandım.55 yıl kardeşliğimiz, dostluğumuz, dayanışmamız sevgiyle sürdü.1963 Aralığında Türkiye İşçi Parti'mize Onur kardeşimle (Şenli) birlikte üye oldular.İkisinin de üyelik belgesinde imzam var, onur duyuyorum.1964 Nisanında partimizin İl Gençlik kolunda Onur Başkanlık, Ayhan Sekreterlik görevini üstlendiler.Başarılı oldular.
Geçen yıl Ayhan'ın sonsuza yürüyüşünden sonra yazdığım ''Ayhan Çıkın Kardeşim - I -'' yazımı ekledim.
(ııı). yazıda Balıkçı Babayla anılarımdan birini, Ayhanla aynı konuda bir tasarımımızı paylaşacağım.
FOTOĞRAFLAR:
Birinci Fotoğraf:
Ege Üniversitesi 50.yılında
21 Aralık 2005 Çarşamba günü E.Ü.Kültür ve Sanat Evi Salonunda verdiğim ''Bilim, Sanat ve Cüret'' konferansında.
Ayhancığım konferansın güdümünü, benim sunumumu yaptı.
SİZE GÖRE
solda :Ayhan Çıkın sağda İrfanTan
Ege Üniversitesi 50.yılında
21 Aralık 2005 Çarşamba günü E.Ü.Kültür ve Sanat Evi Salonunda verdiğim ''Bilim, Sanat ve Cüret'' konferansında.
Ayhancığım konferansın güdümünü, benim sunumumu yaptı.
SİZE GÖRE
solda :Ayhan Çıkın sağda İrfanTan
İkinci Fotoğraf:
Konferansın duvar duyuruları.Bütün Fakültelerde bolca asılmış.Çizimlerin yönlendirilmesini Ayhan kardeşim yapmış.
Konferans çok ilgi gördü.
Konferansın duvar duyuruları.Bütün Fakültelerde bolca asılmış.Çizimlerin yönlendirilmesini Ayhan kardeşim yapmış.
Konferans çok ilgi gördü.
Üçüncü Fotoğraf:
Sabah Postası Gazetesi'nde ''Adım Adım Ege'' dizimde ''Çoban Dursun'' yazımın görüntüsü.Ayhan'ın ilk okuduğu yazım.O'nun güzel anısına.
Kolay okunması için açık yazımını ekledim.
İçten sevgimle dostlarım..
İ.TAN
----------------------------------------------------------
Sabah Postası Gazetesi'nde ''Adım Adım Ege'' dizimde ''Çoban Dursun'' yazımın görüntüsü.Ayhan'ın ilk okuduğu yazım.O'nun güzel anısına.
Kolay okunması için açık yazımını ekledim.
İçten sevgimle dostlarım..
İ.TAN
----------------------------------------------------------
ADIM ADIM EGE -
İRFAN TAN
İRFAN TAN
ÇOBAN DURSUN
Konuşuyoruz. Yolun açık ola diyorlar. “Eyvallah” diyorum. Milet, Balat, Yeniköy.. Yeniköy
kahveleri dolu. Bu köyün de çoğu topraksız. Topraksızlar. “Karayollarına'' işçi girmişler, duygulandım.
Şimdi öğle paydosu olduğundan doluymuş kahveler.
Çok kalmadım. Traktörle yola çıktım. Yol yeni açılmış. Söke- Milas yolu. Bafa buradan 42 Km sürüyor. Yolun 35 km’sinde insan değil, canlı bile yok.
Konuşuyoruz. Yolun açık ola diyorlar. “Eyvallah” diyorum. Milet, Balat, Yeniköy.. Yeniköy
kahveleri dolu. Bu köyün de çoğu topraksız. Topraksızlar. “Karayollarına'' işçi girmişler, duygulandım.
Şimdi öğle paydosu olduğundan doluymuş kahveler.
Çok kalmadım. Traktörle yola çıktım. Yol yeni açılmış. Söke- Milas yolu. Bafa buradan 42 Km sürüyor. Yolun 35 km’sinde insan değil, canlı bile yok.
MOLA
Kişi uzaklaştıkça bolluğun dayanılmaz özlemini duyuyor, en küçük şeyin. Su diyelim. Yola çıkarken patlayıncaya içmiştim. 1 saattir yoldayım. Sudan başka bir şey düşünemiyorum.1 saattir tek insan, tek canlı geçmedi. Uzaktan çıngırak sesleri duyuldu. Az ötede bir sürüvardı. Bir başka hızla yürümeye baladım. Yola yakın tek ağacın gölgesinde küçücük bir çocuk
uzanmıştı. Beni görünce çok şaşırdı. Çöktüm ben de gölgeye “merhaba kardeşim” dedim.
Yaban yaban baktı. Başını salladı. Soru sordum. Elini uzattı:
“Tee” dedi “orada ağaçlar var ya, işte orada”
''Sen bakıverirsin şu çantaya olur mu?” dedim.
“Hı” dedi.
**
Kuyular uzaktaydı. Eğri büğrü bir kovadan içtim suyu. Ağacın gölgesinde taşıt beklemeye başladım.
10 yaşındaymış Dursun. Kaç para aldığına gelince bu işten:
“Babama veriyorlar, ben bilmiyorum,” diyor.
“Okula gidiyor musun?” dedim:
“Iı” deyip başını iki yana salladı. Ayıp saydığı bir şeyi sormuştum sanki. Ağlamaklı idi.
“Neden?” dedim. Ses çıkarmadı.
“Bafa yanına taşıt geçerse, el eder misin?” dedim.
“Durmazlar,” dedi, “adamdan saymazlar beni.” Sürüsüne doğru yürümeye başladı.
Çantamı yastık edip uzanmıştım gölgeye. Birden bir ıslık duydum. Uzakta Dursun yolu gösteriyordu. Çantamla yola fırladım. Bir araba geliyordu. El ettim. Durmadı.
Yeniden yola koyulduğumda:
“Kimi kimi sayarlar adamdan zaten onlar, Dursun…” diyordum.
**
Yol ıpıssız uzayıp gidiyor. Yoldaki taşıt izleri, hayvan pislikleri de olmasa.
Onlar “Buradan başkaları da geçti” diyorlar. Güç geliyor kişiye.
uzanmıştı. Beni görünce çok şaşırdı. Çöktüm ben de gölgeye “merhaba kardeşim” dedim.
Yaban yaban baktı. Başını salladı. Soru sordum. Elini uzattı:
“Tee” dedi “orada ağaçlar var ya, işte orada”
''Sen bakıverirsin şu çantaya olur mu?” dedim.
“Hı” dedi.
**
Kuyular uzaktaydı. Eğri büğrü bir kovadan içtim suyu. Ağacın gölgesinde taşıt beklemeye başladım.
10 yaşındaymış Dursun. Kaç para aldığına gelince bu işten:
“Babama veriyorlar, ben bilmiyorum,” diyor.
“Okula gidiyor musun?” dedim:
“Iı” deyip başını iki yana salladı. Ayıp saydığı bir şeyi sormuştum sanki. Ağlamaklı idi.
“Neden?” dedim. Ses çıkarmadı.
“Bafa yanına taşıt geçerse, el eder misin?” dedim.
“Durmazlar,” dedi, “adamdan saymazlar beni.” Sürüsüne doğru yürümeye başladı.
Çantamı yastık edip uzanmıştım gölgeye. Birden bir ıslık duydum. Uzakta Dursun yolu gösteriyordu. Çantamla yola fırladım. Bir araba geliyordu. El ettim. Durmadı.
Yeniden yola koyulduğumda:
“Kimi kimi sayarlar adamdan zaten onlar, Dursun…” diyordum.
**
Yol ıpıssız uzayıp gidiyor. Yoldaki taşıt izleri, hayvan pislikleri de olmasa.
Onlar “Buradan başkaları da geçti” diyorlar. Güç geliyor kişiye.
29
Önümdeki yokuşu inmeye başladığımda dağlar arasından bir mavilik göründü. Deniz sandım.
Oysa Bafa Gölü imiş.
Arkamdan bir jip geliyordu. El ettim, durdu. İçerde yer yoktu. Şoför yerinde bile iki kişivardı. Dolmuş jipleri bunlar. Şoför:
“Arkaya asılabilirsiniz, gideriz” dedi. “Az ötede içerden bir arkadaş inecek..” Arkaya asıldım.
Az ötede biri indi. Ben de içeri…
Yolcularla konuşa konuşa Bafa’ya vardık. İyi yolculuklar dileyip ben indim. Bafa Köyü gölkıyısında değil içerde kalıyor, ama çok verimli topraklar üzerine kurulduğu belli.
Köyün girişinde bir kahvecide elimi-yüzümü yıkadım.
“Hoş geldin” dedi.
(Devam edecek)
Oysa Bafa Gölü imiş.
Arkamdan bir jip geliyordu. El ettim, durdu. İçerde yer yoktu. Şoför yerinde bile iki kişivardı. Dolmuş jipleri bunlar. Şoför:
“Arkaya asılabilirsiniz, gideriz” dedi. “Az ötede içerden bir arkadaş inecek..” Arkaya asıldım.
Az ötede biri indi. Ben de içeri…
Yolcularla konuşa konuşa Bafa’ya vardık. İyi yolculuklar dileyip ben indim. Bafa Köyü gölkıyısında değil içerde kalıyor, ama çok verimli topraklar üzerine kurulduğu belli.
Köyün girişinde bir kahvecide elimi-yüzümü yıkadım.
“Hoş geldin” dedi.
(Devam edecek)
MİLET’İN YÜKSELİŞİ
Milet dendi mi üç şey gelirdi akla: “Para, eğlence, rahat” Verimli topraklar, ilkçağ dünyasının her yerine yakınlığı Milet’i en güzel kent yapmıştı.
Bu zenginliğe öteki kentler, devletler dostlukla bakamazlardı. O çağın Batı Anadolu’dak sözde en büyük devleti Lidya, ticaret yönünden Milet’e bağlıydı. İ.Ö 623’te Sardiyat Milet’e savaş açtı. Savaş yıllarca sürdü. Sardiyat’ın ölümünden sonra, oğlu Alyat, bu savaşı sürdürdü.
İ.Ö 617’de savaş iyice kızışmıştı. Ama Alyat, doğrudan doğruya şehre saldırma emri vermiyordu. Çünkü dileği Milet’i sağlam ele geçirmekti. Yapabildiği, şehri besleyen tarlaları ateşe vermek oluyordu. Bu da Milet’e etki etmiyordu. Gereksinmelerini deniz yoluyla alıyordu.
Savaşın 18.yılında yani İ.Ö 605’te Alyat, şehrin yakılıp yıkılması emrini verdi.
Milet her şeyiyle ünlü Minevra Assesien Tapınağı da yanıyordu.
(Yarın: Milet’in kurtuluşu)
Milet dendi mi üç şey gelirdi akla: “Para, eğlence, rahat” Verimli topraklar, ilkçağ dünyasının her yerine yakınlığı Milet’i en güzel kent yapmıştı.
Bu zenginliğe öteki kentler, devletler dostlukla bakamazlardı. O çağın Batı Anadolu’dak sözde en büyük devleti Lidya, ticaret yönünden Milet’e bağlıydı. İ.Ö 623’te Sardiyat Milet’e savaş açtı. Savaş yıllarca sürdü. Sardiyat’ın ölümünden sonra, oğlu Alyat, bu savaşı sürdürdü.
İ.Ö 617’de savaş iyice kızışmıştı. Ama Alyat, doğrudan doğruya şehre saldırma emri vermiyordu. Çünkü dileği Milet’i sağlam ele geçirmekti. Yapabildiği, şehri besleyen tarlaları ateşe vermek oluyordu. Bu da Milet’e etki etmiyordu. Gereksinmelerini deniz yoluyla alıyordu.
Savaşın 18.yılında yani İ.Ö 605’te Alyat, şehrin yakılıp yıkılması emrini verdi.
Milet her şeyiyle ünlü Minevra Assesien Tapınağı da yanıyordu.
(Yarın: Milet’in kurtuluşu)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder